İstanbul’un Yeraltı Şehrine Yolculuk
İstanbul’un ilk sahipleri bundan 400 bin yıl önce Yarımburgaz Mağarası’na yerleşmişti. Onların torunlarının torunları ise mağaralardan çıkıp Küçükçekmece Gölü’nün kıyısında Bathonea antik yerleşim alanında tarıma başlamıştı.
Saat ve Yer
24 Nis 2018 19:00 – 21:00
Opus Noesis, Teşvikiye, Ahmet Fetgari Sk, 34365 Şişli/İstanbul, Turkey
Etkinlik Hakkında
İstanbul’un ilk sahipleri bundan 400 bin yıl önce Yarımburgaz Mağarası’na yerleşmişti. Onların torunlarının torunları ise mağaralardan çıkıp Küçükçekmece Gölü’nün kıyısında Bathonea antik yerleşim alanında tarıma başlamıştı. 2009 yılında dünyanın en önemli 10 arkeolojik keşfi listesine giren Bathonea antik kentinden doğuya doğru yürüyen ilk hemşehrilerimiz Sarayburnu’nda ve Yenikapı’da yeni bir uygarlığın temellerini atmışlar.
Tarihi Yarımada’da son 15 yıl içinde yapılan metro kazılarında; yedi tepeli şehrin altında 8500 yıldır gah uyuyup gah uyanan İstanbul kadar büyük bir yerleşim alanı olduğunu bize ve tüm dünyaya gösterdi. Aslında İstanbul’un altında nelerin yattığını arkeologlar ve onlardan önce de tabii ki hazine avcıları 19. Yüzyılın başından beri merak ediyor, açık ya da gizli bir şekilde yer yüzeyinin sırlarına doğru durmaksızın kazma sallıyorlardı. O günlerden bu günlere çok şeyler bulundu. Sırların bir kısmı çözüldü. Toprağın altından en eski evleri temelleri, antik limanlar, yeraltı nekropolleri, ilk gizli kiliseler, killerin yumuşak karnında asırlardır uyuyan en eski gemiler, ilk keşişlerin inzivaya çekildiği hücreler, ayazmalar, antik su yolları, savaşlarda ya da isyanlarda kullanılan gizli geçitler, anıtsal yapıları birbirine bağlayan dehlizler, imparatorluk sarayları ve anlı şanlı kralların mezarları, isyancı prenslerin, komutanların ve şehzadelerin gözlerine mil çekildiği, yay kirişleriyle boğulduğu zindanlar ve daha neler neler fışkırdı...
Sadece Tarihi Yarımada değil; Üsküdar, Galata, Beşiktaş, Suadiye gibi yerleşim alanları da gizemlerini birer ikişer bize fısıldamaya başladı.
Bu süreç içinde İstanbul’un yeraltı şehrinin Roma kentinin altındakinden sekiz kat daha büyük olduğu ortaya çıktı.
Şimdi elimizde Kaşıkçı Elması’ndan bin kat daha değerli bir hazine var. Biz bu hazineyi ne yapacağız? İnsanlık aleminin sırlarına ışık tutan ve toprak altına karanlıklar içinde uyumayı sürdüren bu kıymeti en ziyansız bir biçimde nasıl açığa çıkaracağız?
Gelin bu gizemli hazinelere birlikte yolculuk yapalım ve sorulara hep beraber cevaplar arayalım...
Ayrıntılar
* Etkinlik, 40 kişi ile sınırlıdır.
* Katılım ÜCRETSİZDİR.
* Başvuruda kayıt sırası esastır.
* Çay & kahve ve atıştırmalıklar ikram edilir.
* Kontenjan sınırlı olduğu için katılımcıların KAYIT yaptırması gerekmektedir.
Tarih & Saat
24 Nisan 2018, Salı & 19:00-21:00
Kayıt
https://goo.gl/forms/2iZ0C0fsvnZkehxC3
adresindeki formu doldurarak kayıt yaptırabilirsiniz.
----------------------------------------------------------------
Paylaşımcı / Ersin Kalkan
İstanbul Balat'ta büyüdü. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. Lise yıllarında gazeteciliğe başladı ve Aydınlık'ta Cemal Süreya'nın asistanlığını yaptı. Daha sonra Yeni Asır, Yeni Gündem, Güneş, Akşam, Gazete Pazar, Radikal ve Hürriyet'te mesleğini sürdürdü. Editörlük, yazı işleri müdürlüğü ve muhabirlik görevlerinde bulundu. Gazetecilik dışında Akademi İstanbul ve Marmara Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak kent sosyolojisi ve gazetecilik derslerine girdi. Daha sonra Sabah’ta ve Cumhuriyet’te çalıştı; National Geographic’te yazdı.
"Yeraltındaki İstanbul" kitabı Kültür AŞ Yayınları tarafından Türkçe ve İngilizce yayımlandı. Ersin Kalkan, edebiyat alanında da ürünler verdi. Varlık, Milliyet Sanat, Gergedan, Sombahar gibi sanat edebiyat dergilerinde yazılar yazdı, hikayeler kaleme aldı.
Ersin Kalkan, bugüne kadar çok sayıda meslek ödülüne layık görüldü. Gazeteciler Cemiyeti En İyi Röportaj, Araştırma ve Haber dallarında ödüller verdi. "Son Kahramanlar" adlı söyleşisi ve kitabı dolayısıyla Milli Olimpiyat Komitesi Kalkan'a Fair Play Ödülü'nü sundu. Mazlumder, 2011 İnsan Hakları Ödülü'ne layık görüldü.